Kişilerin çeşitli nedenlerle uğradıkları zararın giderilmesine genel olarak tazminat ismi verilir. Söz konusu zararlar, maddi zararlar olabileceği gibi, kişilerin maneviyatını olumsuz etkileyen durumlar nedeniyle manevi zararlar da olabilir. Dolayısıyla tazminat hukukunda; maddi tazminat ve manevi tazminat olmak üzere başlıca iki tazminat türü vardır.
Kişilik haklarının ihlali, özellikle şeref ve haysiyete yönelik saldırılar veya kişinin özel hayatının, isminin, özgürlüklerinin ve benzeri nitelikteki haklarına saldırılması suretiyle gerçekleşebilmektedir. İşte bu gibi hallerde, kişinin manevi değerlerine yönelen saldırının kişiye zarar verdiği, bu zararın kişide acı ve ızdıraba yol açtığını kabul eden hukuk düzeni, zedelenen maneviyatın tamiri için zarar görene tazminat hakkı tanımıştır.
Öte yandan, kişinin malvarlığı haklarının ihlal edilmesi ise maddi tazminat talebi hakkının doğmasına yol açmaktadır. Malvarlığı haklarının ihlali çok geniş kapsamlı bir ifade olup, kişinin malvarlığındaki eksilme ya da malvarlığının normal şartlarda erişeceği duruma erişememesi de yine malvarlığı hakkının ihlali anlamında kabul edilmektedir. Bu gibi durumlarda, kişinin uğradığı maddi zarar, maddi tazminat yoluyla giderilmektedir.
Tazminatın, ölüm veya yaralanma şeklinde gerçekleşen olaylardan doğması mümkün olduğu gibi, İş Hukuku bakımından iş gücü kaybından, Aile Hukuku bakımından eşlerin birbirlerine karşı sorumluluklarından, Borçlar Hukuku bakımından tarafların hukuki ilişkisini ihlal eden tarafın diğer tarafa karşı sorumluluğundan doğması mümkündür. Söz konusu örnekleri çoğaltmak mümkün olup, hukukun hemen hemen her dalına tazminat ve sorumluluk hukuku etki etmektedir.
Nitekim; borçlar hukukundan kaynaklanan sözleşmenin ihlali, trafik kazası neticesinde yaralanma veya ölüm, sağlık personelinin tıbbi uygulama hatası (malpraktis) sonucu ölüm ya da yaralanma, iş hukukundan kaynaklanan ihbar veya kıdem tazminatı, iş kazası sonucu yaralanma veya ölüm, suç işlenmesi, boşanma davası, telif haklarının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası yazılı veya görsel basın veya sosyal medya üzerinden kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat davası gibi birbirinden tamamen farklı hukuk dallarına ilişkin davalarda tazminat konusu büyük bir önem teşkil etmektedir.
Çoğu zaman kişiyi zarara uğratan olayın, hem maddi hem de manevi zarara yol açması mümkün olup, bu gibi durumlarda aynı dava kapsamında her iki talebinde öne sürülmesi mümkündür. Örneğin ölümlü bir trafik kazasında, ölen kişinin yakınlarının maneviyatı zedelendiği gibi, aynı zamanda söz konusu bu kişilerin ölüm olayından dolayı maddi zararları da doğmaktadır. Nitekim vefat eden kişinin, vefat olayı yaşanmasaydı bir ömür boyunca yakınlarına destek olacağını kabul eden hukuk düzeni, bu durum için maddi tazminatın özel bir türü olan destekten yoksun kalma tazminatı kavramını düzenlemiştir.
Maddi ve manevi tazminat davalarında, davanın açılacağı mahkeme büyük bir önem taşımaktadır. Nitekim, yanlış mahkemede açılacak bir dava, niteliğine göre mahkemenin görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle davayı reddetmesine olanak sağlayabilecektir. Öte yandan, tazminatı doğuran olayın hukuki niteliğine göre kanunlarımızda bir çok farklı zamanaşımı süresi düzenlenmiş olup, söz konusu zamanaşımı süreleri geçirildikten sonra açılan davaların da reddedilmesi mümkündür.
Dava açılmadan evvel, talep edilecek olan tazminat tutarının doğru bir şekilde hesaplanarak mahkemeye sunulması önem arz etmektedir. Nitekim, çoğu davada talep edilen tazminat tutarı üzerinden dava harcı ödenmekte olup, aynı zamanda mahkemenin talep edilenden düşük bir tazminata hükmetmesi halinde, karşı taraf lehine karşı vekalet ücreti ödeme ve bu şekilde zarara uğrama tehlikesi mevcuttur.
Zararın ve tazminat miktarının doğru olarak hesaplanabilmesi her zaman mümkün olmayabilir. Nitekim Türk Hukuku'nda temel kural, tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağıdır. Bu nedenle zarar veren kişinin ve zarar gören kişinin mevcut ekonomik durumları tazminat miktarının hesabı bakımından önem taşımaktadır.
Bunun dışında, manevi tazminatlar bakımından çekilen acının boyutu, tarafların kusur durumu ve benzeri hususlar zararın hesabında önem taşımaktadır. Maddi tazminat bakımından da, doğrudan uğranılan ve belgelendirilebilen zarar, maluliyet varsa maluliyet oranı ve yine tarafların kusur durumu, zararın hesaplanmasında önem arz eden faktörlerdir.
Tazminat hukuku, haksız fiillerden veya başka herhangi bir nedenden kaynaklanan tazminat anlaşmazlıklarını konu alan hukuk dalıdır. Genel olarak, "maddi tazminat davası" ve "manevi tazminat davası" olmak üzere iki tür tazminat davası vardır. Maddi ve manevi tazminat davası; çeşitli hukuki nedenlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözen bir dava türüdür.
DAP Hukuk ve Danışmanlık tarafından Tazminat Hukuku alanında verilen hizmetlerden bazıları şunlardır:
Telif Hakkı © 2021 Kaşe Hukuk&Danışmanlık - Tüm Hakları Saklıdır.